17 yaşındaki Ethan Wate (Alden Ehrenreich), aylardır aynı rüyayı görmektedir. Esrarengiz bir genç kız, kendisini bir Savaş alanında beklemektedir. Ethan karşı konulamaz bir şekilde onunla olmak istemektedir ancak bilinmeyen bir tehlike vardır – ve her seferinde bir yıldırım düşer ve Ethan kıza ulaşamadan onu öldürür.
Bu rüya dünyasındaki tehlike bile Ethan’ın gerçek hayatta Gatlin, Güney Carolina’da yaşadığı hayatına tercih edilir. Burası küçük ve 21.yüzyıla ayak uyduramamış, tutucu bir kasabadır; burada hiçbir şey değişmez ve hiçbir şey olmaz. Annesinin ölümünden sonra tamamıyla içine kapanan babasıyla eve tıkılan Ethan, sadece kitaplarda okuyabildiği hayatlara hasret duyar.
Fakat Ethan’ın sıradan hayatı, gotik Ravenwood Manor’un sahibi Macon Ravenwood (Jeremy Irons)’ın yeğeni olan Lena Duchannes (Alice Englert) adlı güzel ve esrarengiz kızın gelmesiyle sarsılır. Ethan aniden Lena’ya aşık olur; her ne kadar bela bu kızın peşini bırakmıyor gibi görünse de ve onun kontrolünün ötesinde güçlere sahip olan bir Caster olduğu aşikar olsa da. Kasaba muhafazakar Bayan Lincoln (Emma Thompson) tarafından idare edilmektedir ve kızın gönderilmesini ister. Even Gatlin’in bilge kütüphanecisi Amma (Viola Davis), tarihin tekerrür etmesinden korkar – 16.yaşına yaklaşan Lena’nın aile sırrının ve lanetin yeniden belirmesinden. Bir Caster’ın Aydınlık ya da Karanlık’ın güçlerince seçildiği bir zamandır.
Fakat Lena’nın kaderi onu ve Ethan’ı karmakarışık büyülerin ağına ve kaçışı olmayan bir tehlikeye çoktan sürüklemiş olabilir.